14 Ocak 2014 Salı

SONSUZLUĞU DÜŞÜNÜN



İnsanların bir kısmı sonsuzluk kavramını düşünmek konusunda genelde tembellik ederler. Sonsuzluğun asla bitmeyecek, sonu gelmeyecek, tükenmeyecek bir zamanı ifade ettiğini, gereği gibi düşünüp anlamaya çalışmazlar. Sonsuzluğu, yalnızca çok uzun yılları, asırları ifade eden bir kavram gibi kabul ederler. Oysa "sonsuzluk" çok farklı bir kavramdır. İki örnekle sonsuz yaşamın ne derece olağanüstü olduğunu vurgulayalım: Yüz trilyon insan olsa, gece gündüz hiç durmadan yüz trilyonu yüz trilyon ile çarpsalar ve yüz trilyon yıl ömürleri olsa ve ömürleri boyunca bu işle uğraşsalar, yine de sonsuz yaşamı hesaplayamazlar. Dünya üzerinde bugüne kadar yaşamış ve bundan sonra yaşayacak olan tüm insanların, hayatlarının her saniyesini sayı sayarak geçirmiş olduklarını düşünelim. Kuşkusuz bu insanların tümünün saydıkları sayılar ard arda eklenerek bir sayı elde edilse, burada telaffuz edilemeyecek büyüklükte bir sayı çıkar. Ama bu olağanüstü sayı dahi "sonsuz" kavramının  yanında sıfırdan farksızdır. Çünkü "sonsuz" demek asla bitmeyen ve tükenmeyen bir süre demektir. Ne kadar büyük olursa olsun, bir sayının sonsuzun yanındaki değeri sıfır kabul edilir. Oysa Allah öyle bir ilme sahiptir ki, bizim aklımızın asla alamayacağı sonsuz zamanın tamamını bilmektedir. Zamanın ilk yaratıldığı andan sonsuza kadar geçecek olan her olay, her düşünce, vakitleri ve şekilleri ile Allah'ın ilmiyle belirlenmiş ve bitmiştir.
Sınırlı ömürlerini tamamladıktan sonra Allah insanları yeni bir yaratılışla yaratacak ve bundan sonra dünyada yaptıklarının bir karşılığı olarak cennet veya cehennemde devam edecek olan sonsuz ömürleri başlayacaktır. Burada yüz değil, bin değil, yüzbin veya milyar yıl da değil, trilyon ya da katrilyon x katrilyon x katrilyon yıl da değil, sonsuza kadar sürecek bir ömürden bahsedilmektedir. Allah'ın cennet ve cehennem hayatını sonsuz yaratmış olması her insanın, üzerinde düşünmesi gereken çok önemli bir konudur. Bunu düşünen kişinin aklına şunlar gelir: Cennetin sonsuz olması, ölümden sonraki hayatta verilmiş en büyük nimet ve ödüllerden biridir. Çünkü cennetteki ihtişamlı yaşam, asla son bulmayacaktır. İnsan dünyada en fazla 100 sene kadar yaşayabilir. Ama cennetteki yaşam asla tükenmeden devam edecektir. Dünyada Allah için yaşayan insanların ahirette yurtları cennet olacak ve orada süresiz kalacak, sınırsızca nefislerinin istediği ve ruhlarının zevk aldığı herşeye sahip olacaklardır. Kuşkusuz bu, Allah'ın rahmetinin genişliğini kavrayabilmek için üzerinde düşünülmesi gereken bir örnektir.
Sonsuzluğun hiç bitmeyecek bir zaman olduğunu düşünen insan sonsuz yaşamını cehennemde geçirme tehlikesini asla göze alamaz. Dünyada bir an bile dayanamadığı kadar şiddetli azapları, bitip tükenmesi olmayan zamanlar boyunca hissetmeyi tercih edemez. Dolayısıyla sonsuzluğu düşünmek gafil olan insanı uyandırır, kendine getirir ve Allah'ın razı olacağı işler yapma konusunda harekete geçirir. Sonsuz cehennem hayatından korkan imanlı bir insan, aynı zamanda sonsuz cennet nimetleri içinde yaşama imkanı olduğunu da düşünür ve dünyadaki kısa süren yaşamı bir an bile sonsuz ahiret hayatına tercih etmez. Sonsuzluğu düşünerek kavramaya çalışmak her insan için son derece önemlidir. Bir insanın ahiret için çabasını artırır, korkusunu ve ümidini güçlendirir. Sonsuz azaptan şiddetle korkup sakınırken, sonsuz cennete kavuşmanın ümidini taşır.
  İnsandaki en büyük içgüdü sonsuz olma içgüdüsüdür. Sonsuzluk Allah’ın yarattığı en büyük nimetlerden biridir. Dünyadaki hayat göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Ama ahiret sonsuz olduğu için trilyonlarca sene geçse bile daha hiç süre geçmemiş gibi olur. Sonsuz zamanın yanında dünya hayatı inanılmaz derecede kısadır. Allah'ın, ortalama altmış veya yetmiş sene gibi, sonsuzluğun yanında bir 'an'dan farksız olan kısacık dünya hayatına karşılık sonsuz yaşamı vaat etmesi, çok büyük bir nimettir.