14 Ocak 2014 Salı

ALLAH’I TESBİH ETMENİN ÖNEMİ

                                                                                                                               
  
                Allah'ı tesbih etmek müminin hayatının bir parçasıdır. Tesbih, Allah'ın akla gelebilecek ya da gelmeyecek her türlü eksiklik, kusur ve hatadan uzak ve münezzeh olduğunu hem dil hem de kalp ile tasdik etmektir. Müminler Allah’ın aklını, ilmini, gücünü ve büyüklüğünü övüp yücelterek tesbih ederler. Allah sonsuz hikmet ve ilim sahibidir. İnsanın Allah’ın kendisine öğrettiği dışında hiçbir bilgisi ve müstakil bir gücü yoktur. Bir kimsenin sahip olduğu hiçbir şey kendisinden değildir. İnsan Allah’ın kaderinde lütfettiği nimetlerle bir varlık haline gelir. Bu nedenle insanın Allah’ın huzurundaki aczini O’nu anarak, O’nu yücelterek ve bütün eksikliklerden münezzeh olduğunu zikrederek dile getirmesi büyük önem taşır.
            Tesbih sırasında insan, övgünün yalnızca Allah’a ait olduğunu, Allah’ın her türlü eksiklikten münezzeh olduğunu, Allah’ın tek ilah olduğunu sürekli olarak tekrarlar. Bunu da kendi duyabileceği yüksek olmayan bir sesle yapar. Tesbih yapmak insan için elbette çok büyük bir ibadettir. Ama tesbihin bir yönü de bu ibadet sırasında insanın yoğun bir şekilde olumlu telkin almasıdır. Şeytanın 24 saat durmayan olumsuz telkinine karşın insan, yalnızca Allah’ı anarak imanını koruyabilir ve geliştirebilir.
            Bindiği gemide "kim denize atılacak" diye kura çekilen, kura kendisine isabet edip denize atılan, sonra da dev bir balık tarafından yutulan Hz. Yunus'un durumu Kuran’da bildirilmiştir. Kuran'da, Hz. Yunus'un Allah'ı "tesbih edenlerden" olduğu için o yerden kurtarıldığı ve sonra da hakimiyetle ödüllendirildiği anlatılır:

                Eğer (Allah'ı çokça) tesbih edenlerden olmasaydı, Onun karnında (insanların) dirilip-kaldırılacakları güne kadar kalakalmıştı. Sonunda o hasta bir durumdayken çıplak bir yere (sahile) attık. Ve üzerine, sık-geniş yaprakla (kabağa benzer) türden bir ağaç bitirdik. Onu yüzbin veya (sayısı) daha da artan (bir topluluk)a (peygamber olarak) gönderdik. Sonunda ona iman ettiler, Biz de onları bir süreye kadar yararlandırdık. (Saffat Suresi, 143-148)

            5 vakit namaz kılmak gibi, belirlenmiş vakitlerde Allah'ı tesbih etmek de Kuran'da geçen farzlardandır. Bir mümin Allah'ın farz kıldığı konular arasında kendi anlayışına göre bir önem sırası yapamaz. Yani namaz kılmayı tesbih etmekten veya oruç tutmayı zekat vermekten daha önemli ya da önemsiz göremez. Allah'ın emirlerini harfiyen yerine getirir. Allah insanı yalnızca Kendisi’ne kulluk etmesi için yaratmıştır. Allah'ı, Kuran'da belirtilen beş vakitte, Allah'ın istediği şekilde tesbih etmek müminin günlük hayatındaki en önemli görevlerinden biridir. Sabah namazı ve ikindi vakitlerinde, tesbihle birlikte ayrıca hamd edilmesi de ayetlerde özellikle belirtilmiştir.

                    
                             ALLAH’I EN GÜZEL İSİMLERİYLE TESBİH EDİN

                Allah Kuran’da Kendisini gün içinde sürekli tesbih etmemizi bildirmiştir. Bu konuda çok fazla ayet bulunmaktadır. Allah’ı en güzel isimleriyle tesbih eden insan gün içinde dikkatini Allah’a yöneltir, dolayısıyla yaptığı işin bereketi artar ve ruhu Allah’ın anılmasıyla rahatlar. Gün içinde Allah’ı şöyle tesbih edebiliriz:

                “SubhanAllah, Allah’ım Seni her türlü eksik ve noksan sıfatlardan tenzih ederim, Sen münezzehsin” deriz. Bu zikir ile, insanın kalbi ferahlar ve içine neşe gelir. Bütün dünyanın Allah’ın kontrolünde olduğunu bilmenin konforunu yaşar.
            Unutmayın ki, yeryüzündeki her varlık Allah'a muhtaçtır. Allah ise; insanın sahip olduğu her türlü eksiklikten münezzehtir, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır. Uyku, açlık, susuzluk, yorgunluk gibi akla gelebilecek insani zayıflıkların tamamından uzaktır.
            “Elhamdülillah, Allah’ım verdiğin tüm nimetler için şükürler olsun, hamdolsun” diyerek nimetlerin güzelliğini, neşesini yoğun bir şekilde hissederiz.
            Allah’tan bir rahmet olarak sabah kalktığımız andan itibaren Allah’ın verdiği nimetlerle karşılaşırız. Şuurumuz açıktır, görürüz, düşünürüz, Rabbimiz’i coşkuyla severiz. Tüm bunlar her an şükretmemiz için Allah’ın yarattığı nimetlerdendir.
            …Ve her kalkışında Rabbini hamd ile tesbih et.” (Tur Suresi, 48)
            “Estağfirullah, Allah’ım beni affet, günahlarımı bağışla” demekle insanın üzerinden büyük bir yük kalkar.
            Herkes günaha girebilir. Bu nedenle Yüce Allah’tan bağışlanma dilemeye muhtaçtır. Allah’ın affediciliğine sığınmak insanı cehennemden uzaklaştırır, cennete yaklaştırır. Allah bir ayetinde bağışlanma dilemenin önemini şu şekilde bildirmiştir:
            “Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.” (Nasr Suresi, 3)
            “Allah-u Ekber, Allah’ım sen çok büyüksün” demek sonsuz büyük güce teslim olmak demektir.
            Tüm kainatın Sahibine teslim olmak kalpte büyük huzur oluşturur. Allah ayetinde şu şekilde bildirir:
            “Öyleyse büyük Rabbini ismiyle tesbih et.” (Vakıa Suresi, 96)
            Allah’ı coşkuyla sevenler, Allah’ı gereği  gibi ananlar, hakkıyla iman edip hakkıyla korkanlar, işte onlar dünyada ve Allah’ın vaadi olan sonsuz hayat yurdu olan ahirette büyük bir mutluluk içinde yaşarlar.


                    KURAN'DA ALLAH'IN TESBİH EDİLMESİNİ EMREDEN AYETLER

            Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tesbih et (yücelt). Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tesbihte bulun ki hoşnut olabilesin. (Taha Suresi, 130)
            Öyleyse akşama girdiğiniz vakit de, sabaha erdiğiniz vakit de Allah’ı tesbih edip (yüceltin). (Rum Suresi, 17)
            Sen, asla ölmeyen ve daima diri olan (Allah)a tevekkül et ve O’nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından O’nun haberdar olması yeter. (Furkan Suresi, 58)
            Ve O’nu sabah ve akşam tesbih edin. (Ahzab Suresi, 42)
            Şu halde sen sabret. Gerçekten Allah’ın va’di haktır. Günahın için mağfiret dile; akşam ve sabah Rabbini hamd ile tesbih et. (Mü’min Suresi, 55)
            Öyleyse sen, onların dediklerine karşılık sabret ve Rabbini güneşin doğuşundan önce ve batışından önce hamd ile tesbih et. (Kaf Suresi, 39)
            Gecenin bir bölümünde ve secdelerin arkasından da O’nu tesbih et. (Kaf Suresi, 40)
            …Ve her kalkışında Rabbini hamd ile tesbih et.” (Tur Suresi, 48)
            Gecenin bir bölümünde ve yıldızların batışının ardında da O’nu tesbih et. (Tur Suresi, 49)
            Şu halde büyük Rabbini ismiyle tesbih et. (Vakıa Suresi, 74)
            Öyleyse büyük Rabbini ismiyle tesbih et. (Vakıa Suresi, 96)
            Öyleyse, büyük Rabbini ismiyle tesbih et. (Hakka Suresi, 52)
            Gecenin bir bölümünde O’na secde et ve geceleyin uzun uzadıya O’nu tesbih et. (İnsan Suresi, 26)
            Rabbinin yüce ismini tesbih et, (A’la Suresi, 1)
            Sen Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol. (Hicr Suresi, 98)
            Şüphesiz, Biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Ki Allah'a ve Resûlü’ne iman etmeniz, O’nu savunup-desteklemeniz, O’nu en içten bir saygıyla-yüceltmeniz ve sabah akşam O'nu (Allah'ı) tesbih etmeniz için. (Fetih Suresi, 8-9)


 
                         ALLAH’I TESBİH ETMEK BÜTÜN KAİNATIN İBADETİDİR

                Allah’ı tesbih etmek yalnızca müminlerin değil, aynı zamanda bütün kainatın bir ibadeti olduğu ayetlerde şöyle haber verilir:

            Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O'nu tesbih eder; O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır. (İsra Suresi, 44)
            “Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ı tesbih eder. Mülk O’nundur, hamd (övgü) de O’nundur. O, her şeye güç yetirendir.” (Teğabün Suresi, 1)
            “Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ı tesbih eder. Mülk O’nundur, hamd (övgü) de O’nundur. O, her şeye güç yetirendir.” (Teğabün Suresi, 1)


             Gök gürültüsü O'nu hamd ile, melekler de O'na olan korkularından tesbih ederler... (Rad Suresi, 13)
             Göklerde ve yerde olanların tümü, Melik; Kuddüs; Aziz; Hakim olan Allah’ı tesbih eder. (Cum’a Suresi, 1)
             Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ı tesbih etmiştir. O, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Saff Suresi, 1)
             Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, ‘şekil ve suret’ verendir. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O’nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (Haşr Suresi, 24)
             Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ı tesbih etmiştir. O, üstün ve güçlü (aziz) olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. (Hadid Suresi, 1)
             Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ı tesbih etmiştir. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. (Haşr Suresi, 1)
             Görmedin mi ki, göklerde ve yerde olanlar ve dizi dizi uçan kuşlar, gerçekten Allah'ı tesbih etmektedir. Her biri, kendi duasını ve tesbihini şüphesiz bilmiştir. Allah, onların işlediklerini bilendir. (Nur Suresi, 41)