14 Ocak 2014 Salı

SAKIN CİMRİ OLMAYIN



Cimrilik Kuran'da yerilen kötü ahlak özelliklerindendir. Malın ve mülkün asıl sahibinin Allah olduğu gerçeğini kavrayamayan insanlar, sahip oldukları imkanlara tutkuyla bağlanır ve bunların sonsuza kadar kendilerinde kalacağını sanırlar. Ya da sahip oldukları zenginlik nedeniyle hiçbir zarara uğramayacaklarını, maddi imkanlarının kendilerini koruyacağını zannederler. Oysa mal varlığına ve zenginliğine güvenmek çok büyük bir yanılgıdır. Çünkü insanın sahip olduğu herşeyin gerçek sahibi Yüce Allah'tır. Allah dilediği kişiyi zengin dilediği kişiyi fakir kılar. Zengin olan insanın sahip olduğu imkanlar nedeniyle kibire kapılması, fakir olan kimsenin de bu nedenle umutsuzluğa düşmesi Kuran'da yasaklanmış tavırlardır. İman edenler Rabbimiz'in verdiği nimetler karşısında O'na gönülden şükreder ve kendilerine verilen nimetleri yine Allah yolunda en güzel şekilde değerlendirirler. İmkanı olmayanlar da bu durumun muhakkak bir hayrı ve hikmeti olduğunu bilerek güzellikle sabrederler. Mümin her koşul altında Allah'tan razı olmuştur ve O'nun da kendisinden razı olmasını ummaktadır.
Allah, "şer" olarak görülen bazı şeylerin insanlar için hayır getirebileceğini bildirmiştir. Ancak bunun yanısıra aynı ayette insanların sevdikleri şeylerin kendileri için "şer" olabileceğini de haber vermiştir:

…Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz. (Bakara Suresi, 216)

Kuran'da bu konuyla ilgili verilen bir örnek, cimrilik yapan zengin kişilerin konumlarıdır. Cahiliye ahlakını yaşayan insanların bir kısmı oldukça cimridirler. Malları ile övünür, ihtiyacı olanlara yardımda bulunmaktan şiddetle kaçınırlar. Kuşkusuz bu akılcı olmayan bir davranıştır. Sahip oldukları şeyleri yığarak biriktirenler ve cimrilik edenler, Allah'ın bu dünya hayatında onları denemek için kendilerine mal ve zenginlik verdiğini kavrayamayan, bunlarla dünya hayatına hırsla bağlanan insanlardır. İman etmeyenlerin, cimriliği kurnazlık zannetmeleri ve Allah yolunda kullanmadıkları zenginliklerinin kendileri için bir fayda getireceğini sanmaları çok büyük bir gaflettir. Çünkü Allah, böyle bir zenginliğin, sahipleri için "şer" olduğunu ve ahirette kendilerine azap nedeni olacağını Kuran'da bildirmiştir. Unutmamak gerekir ki Allah, her türlü eksiklikten münezzehtir; hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır. Allah tüm zenginliğin tek sahibi olandır. İnfak ederek Allah katından bir sevaba muhtaç olan ise insandır. Cimrilik eden kişinin bu tavrı kendi aleyhine olacaktır. Bu gerçek ayetlerde şöyle bildirilir:

İşte sizler böylesiniz; Allah yolunda infak etmeye çağrılıyorsunuz; buna rağmen bazılarınız cimrilik ediyor. Kim cimrilik ederse, artık o, ancak kendi nefsine cimrilik eder. Allah ise, Ganiy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan)dır; fakir olan sizlersiniz. Eğer siz yüz çevirecek olursanız, sizden başka bir kavmi getirip-değiştirir. Sonra onlar, sizin benzeriniz de olmazlar. (Muhammed Suresi, 38)
Allah'ın, bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır; bu, onlar için şerdir; kıyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalandırılacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah yaptıklarınızdan haberi olandır. (Al-i İmran Suresi, 180)

             Başka ayetlerde cimrilik ile ilgili şöyle bildirilir:

   Onlar, cimrilikte bulunurlar, insanlara da cimriliği emreder (önerir)ler. Allah'ın fazlından kendilerine verdiğini gizli tutarlar. Biz o kafirlere aşağılatıcı bir azap hazırlamışızdır. (Nisa Suresi, 37)
De ki: "Eğer siz Rabbimin rahmet hazinelerine malik olsaydınız, bu durumda harcama endişesiyle gerçekten (cimrilik edip elinizde) tutardınız. İnsan pek cimridir. (İsra Suresi, 100)
Ki onlar, cimrilik ederler ve insanlara cimriliği emr (tavsiye) ederler. Her kim yüz çevirirse, artık şüphesiz Allah, Ğaniy (hiçbir şeye muhtaç olmayan), Hamid (övülmeye layık olan) O'dur. (Hadid Suresi, 24)
  …Kim nefsinin 'cimri ve bencil tutkularından' korunmuşsa, işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır. (Haşr Suresi, 9)
   …Kendi nefsinize hayır (en büyük yarar) olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularından (ya da cimri tutumundan) korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır. (Tegabün Suresi, 16)
Gerçekten, insan, 'bencil ve haris' olarak yaratıldı. Kendisine bir şer (kötülük) dokunduğu zaman feryadı basar. Ona bir hayır dokunduğunda engelleyici olur (veya cimrilik eder). (Mearic Suresi, 19-21)
  Kim de cimrilik eder, kendini müstağni görürse, ve en güzel olanı yalan sayarsa, Biz de ona en zorlu olanı (azaba uğramasını) kolaylaştıracağız. Tereddi edeceği (başaşağı düşüşe uğrayacağı) zaman, malı ona hiç yarar sağlamaz. Şüphesiz, Bize ait olan, yol göstermektir. Gerçekten, son da, ilk de (ahiret ve dünya) Bizimdir. Artık sizi, 'alevleri kabardıkça kabaran' bir ateşle uyardım. (Leyl Suresi, 8-14)
   Gerçekten insan, Rabbine karşı nankördür. Ve gerçekten, kendisi buna şahiddir. Muhakkak o, mal sevgisinden dolayı (bencil ve cimri tutumundan) çok katıdır. Yine de bilmeyecek mi? Kabirlerde olanların 'deşilip dışa atıldığı,' Göğüslerde olanların derlenip-devşirildiği zamanı? Şüphesiz, o gün Rableri, kendilerinden gerçekten haberdardır. (Adiyat Suresi, 6-11)
   Onlardan kimi de: "Andolsun, eğer bize bol ihsanından verirse gerçekten sadaka vereceğiz ve salihlerden olacağız" diye Allah'a ahdetmiştir. Onlara Kendi bol ihsanından verince ise, onunla cimrilik yaptılar ve yüz çevirdiler; onlar böyle sırt dönenlerdir. (Tevbe Suresi, 75-76)

Yeryüzündeki tüm mülkün sahibi, Allah'tır. İnsanlar, “mal sahibi” olduklarını sanmakla kendilerini aldatırlar. Sahip olduklarını sandıkları şeyleri kendileri yaratmamışlardır, o şeyleri yaşatmaya güçleri yetmez. Yok olmalarını da engelleyemezler. Dahası, bir şeye “sahip” olacak bir durumları yoktur, çünkü kendileri bir başka varlığın “mülkü”dürler; insanların sahibi olan Allah'ın kontrolü altındadırlar.
Kuran'da, tüm varlıkların, kendilerini yaratmış olan Allah'ın mülkü olduğu şöyle haber verilir: “Göklerde, yerde, bu ikisinin arasında ve nemli toprağın altında olanların tümü O'nundur”. (Taha Suresi, 6) Bir başka ayette ise şöyle denir: “Göklerin ve yerin mülkünün Allah'a ait olduğunu bilmiyor musun? O, kimi dilerse azaplandırır, kimi dilerse bağışlar. Allah, herşeye güç yetirendir. (Maide Suresi, 40)
Allah, sahip oldukları malları insanlara dünya hayatında “emanet” olarak vermiştir. Bu emanet, belli bir vakte kadardır ve elbette günü geldiğinde hesabı sorulacaktır. İnsana sorulacak olan hesap, kendisine “emanet” olarak verilen mülkü nasıl ve hangi mantıkla kullandığıdır.
Allah'ın bol ihsanından insanlara verilen mallar, o insanlar tarafından “cimrilik” yapmadan harcanması içindir. İnsan, malı sahiplenip onu muhafaza etmeye çalışmak yerine, malın gerçek sahibinin Allah olduğunu bilmek ve malı O'nun emrettiği biçimde harcamakla yükümlüdür.


PEYGAMBER EFEN­DİMİZ (S.A.V)'İN CİMRİLİK HAKKINDA SÖYLEDİKLERİ

"Zulümden kaçının. Zira zulüm, kıyamet günü karanlıklar olacaktır. Cimrilikten de kaçının, zira cimrilik, sizden öncekileri helak etmiş, onları birbirlerinin kanlarını dökmeye, haramlarını helal addetmeye sevk etmiştir." (Müslim)
"İki haslet vardır ki bir mü'minde asla beraber bulunmazlar: Cimrilik ve kötü ahlak." (Tirmizi)
"Cimrilik etme ki Allah da sana olan nimetlerinden esirgemesin. Malının fazlasını saklama ki Allah da fazla olan keremini senden menetmesin." (Müslim)
"İnsanlarda bulunan huyların en kötüsü, tutkulu bir cimrilik ve şiddetli bir korkaklıktır." (Ebu Davud)
"Cömert kişi, Allah’a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri olan ise, Allah’tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır." (Tirmizi)
"Yüce Allah, üç kimseden nefret eder: Fasıklardan nefret eder, cimrilerden nefret eder, kibirlilerden nefret eder." (T.G/179)
"Allah üç kimseden daha çok nefret eder: Yaşlı fasıklar, zengin cimriler, fakir kibirliler." (T.G/179)
"Helak edici üç şey: Cimrilik, peşine gidilen arzu, insanın kendini beğenmesi." (T.G/378)
"Cimrinin malı yedi yere harcanır: Ya müsrif kimseye miras kalır, ya zalim biri, zulmen gasp eder, ya şehevi yerlere harcanır, ya büyük bir bina yapar, o da yıkılır, ya dünya afetlerinden bir afetle yok olur, ya hırsız tarafından çalınır, ya malını bir yere saklar, yerini unutur." (Menakıb S.497)