14 Ocak 2014 Salı

SAKIN ZİNAYA YAKLAŞMAYIN

                                                                                             
            Zinaya yaklaşmayın, gerçekten o, 'ÇİRKİN BİR HAYASIZLIK' VE KÖTÜ BİR YOLDUR. (İsra Suresi, 32)

            Zinadan korunabilmenin yolunu Allah-u Teala “Zinaya yaklaşmayın!” buyurarak bizlere göstermektedir. Dikkat edin! Allahu Teala zina yapmayın değil zinaya yaklaşmayın yani sizi zinaya götürecek yolları tıkayın buyuruyor. Dolayısıyla bir kişinin kendisini zinadan koruyabilmesi için ilk önce o yola götürecek nedenleri terk etmesi gerekmektedir.
           

                ZİNA EDENLERE AHİRETTE ÇOK KÖTÜ AZAP VARDIR

            Allah insanoğlunu yeryüzüne imtihan amacıyla göndermiştir. Bu imtihanı kazanabilmenin yegane yolu ise Allah’a kulluk vazifemizi yerine getirmektir. Kulluk vazifesinin tam olarak yerine getirilmesi ise; O’nun haram kıldığı yollardan sakınıp, helal kılmış olduğu yollara yönelmekle olur ve Allah’ın rızası da bu noktada kazanılmış olunur. Eğer kul haram yollara yönelecek olursa ahirette hüsrana uğrayanlardan olur. İşte zina günahı da, kişinin ahiretinin helakına neden olan günahların başındadır. Allah'ın Kuran'da haram kıldığı fiillerden biri olan zina, bunu yapan insanı, tevbe etmediği takdirde hem dünyada hem de ahirette çok aşağılık konuma düşürecek büyük bir suçtur. Ayette şöyle buyrulur:

            Ve onlar, Allah ile beraber başka bir İlah'a tapmazlar. Allah'ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmezler ve zina etmezler. Kim bunları yaparsa 'AĞIR BİR CEZA İLE' KARŞILAŞIR. KIYAMET GÜNÜ, AZAP ONA KAT KAT ARTIRILIR VE İÇİNDE AŞAĞILANMIŞ OLARAK TEMELLİ KALIR. (Furkan Suresi, 68-69)

            Ayet-i kerimeye dikkat edin! Allahu Teala zina eden kimseleri, kendisine şirk koşan ve suçsuz yere insanları katleden zalim kimselerle bir zikretmiştir. Allah, müminlerin bu sıfatlara sahip olamayacağını belirtmiş ve bu sıfatlara sahip olanları, ahirette ağır bir azabın beklediğini bildirmiştir. Zinaya bulaşmak haramsa ve kişinin ahiretinin helakına sebep oluyorsa, zinadan uzak durmakta sevaptır ve kişinin ahirette kurtuluşuna vesile olmaktadır.

           
      HZ. YUSUF ALLAH KORKUSUNDAN DOLAYI ZİNADAN UZAK DURMUŞTUR

            Kuran’da Hz. Yusuf'un çok güzel bir tavrı anlatılmaktadır. Yusuf Peygamber kendisiyle birlikte olmak isteyen kadının tüm tehdit ve entrikalarına rağmen iffetini korumuş, O'nun rızasından asla taviz vermemiş ve O'nun sınırlarını çiğnemektense zindana girmeyi tercih etmiştir. Allah bu üstün ahlakı ayetlerde şöyle bildirir:

            Kadın dedi ki: "Beni kendisiyle kınadığınız işte budur. Andolsun onun nefsinden ben murad istedim, o ise (kendini) korudu. Ve andolsun, eğer o kendisine emrettiğimi yapmayacak olursa, mutlaka zindana atılacak ve elbette küçük düşürülenlerden olacak." (Yusuf) Dedi ki: "Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir. Kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara (korkarım) eğilim gösterir, (böylece) cahillerden olurum." (Yusuf Suresi, 32-33)


             
                   ZİNA KİŞİYE, AİLEYE VE TOPLUMA ZARAR VERİR

            Zina insan sağlığına olumsuz etki edebilmektedir. Zina belsoğukluğu gibi hastalıklara neden olmaktadır. Baş belası olan hastalıklarından birisi de zinadan dolayı ortaya çıkmış AIDS diye bilinen bir hastalıktır. Bu hastalığa yakalananların bir kısmı kan yoluyla, büyük kısmı yani neredeyse tamamına yakını gayri meşru (zina) yollarla yakalanmaktadır.
            Zinanın ya da fuhuşun topluma ve zina yapan insanlara maddi-manevi pek çok zararları vardır. Müminler açısından, Allah'ın bu fiilleri yasaklamış olması, bunlardan uzak durmak ve nefret etmek için yeterlidir. Unutulmamalıdır ki Allah meşru olan evliliği teşvik etmektedir. Gayri meşru ilişkide nefs felç olur. İnsanın ruhu kitlenir. Çünkü insanın vicdanının son derece rahat olması gerekir. Allah’a karşı vicdanın huzurlu olması, karşılıklı sevgi ve saygı olması ve insanın ibadet rahatlığı içerisinde olması gerekir. Bir insan suç işlediğini bilerek rahat olamaz. Böyle durumda beyin insanı kilitler. Beyin eğer bir konuya karşı net tavır gördüyse vücudu otomatik kilitlemiş olur. Vücudun her yeri kasılır ve o kişiye azaba dönüşür. Fuhuş yapanların çoğu aslında fuhuşun haram olduğunu bildikleri için bilinçaltlarında büyük bir vicdan azabı ve huzursuzluk duyarlar. İnkar etseler de kendilerine güvenlerini içten içe kaybetmeleri bunun bir göstergesidir. En önemli noktalardan birisi ise, gayri meşru ilişkilerin çoğu, sevgiden yoksun ve sadece karşı taraftaki kimseyi bir et parçası vaziyetinde algılayarak, şehveti ve isteği o anlık geçiştirmeye yönelik ilişkiler olmaktadır.
            Zina toplumu yozlaştıran nedenlerden biridir. Zina ahlakı yok etmektedir. Zina, toplumda dargınlık, kırgınlık ve cinayetlere neden olmaktadır. Ayrıca zinanın bir diğer toplumsal zararı ise soyların karışmasına neden olmasıdır. Toplumların dejenere olmasında fuhuşun rolü tartışılmazdır. Çünkü fuhuş, toplumun en temel direği olan aile yapısını hedef alır. Sonuçta kendilerine ve çevrelerine saygılarını yitirmiş fertlerden oluşan bir toplum ortaya çıkar.
            Boşanmanın başlıca nedenleri arasında kişinin eşi tarafından aldatılması veya başka birisiyle birlikte yaşamaya başlaması olmuştur. Zina aileleri birbirinden ayırmakta, kine, nefrete, namus kavgalarına ve boşanmalara neden olmaktadır. Zina yoluyla dünyaya gelen çocuklar ortada kalmakta, sokaklara atılmakta yahut çocuk sığınma evlerine terk edilerek anne ve baba şefkatinden yoksun bir vaziyette yetişerek toplumsal faciaya neden olmaktadırlar. Bütün bunlar zinanın ne derece tehlikeli bir illet olduğunu göstermektedir.
            Fuhuş yüzünden pek çok insan onurunu kaybetmiş, kendine olan saygısını ve güvenini yitirmiş, aşağılık bir yaşam çizgisini benimsemiştir. Fuhuş yüzünden çok sayıda yuva dağılmış, aileler çökmüştür. İnsanlara genel bir mutsuzluk, huzursuzluk ve aradığını bulamama psikolojisi hakim olmuştur. Oysa Allah'ın gösterdiği yola uyup, temiz olanı seçseler, diğer bir deyişle helal olan bir seçim yapsalar insanlar hem psikolojik açıdan rahat ederler, hem kendilerine güvenleri gelir, hem karşılıklı sevgi ve saygı muhafaza edilir, hem de sağlam aileler, sağlam toplumlar oluşur. 
            Şunu unutmamak gerekir ki, toplumu aileler oluşturur. Aileleri ise eşler ve çocuklar oluşturur. Dolayısıyla ailenin zedelenmesi demek toplumun sekteye uğraması ve yozlaşmanın başlaması demektir. İslam dini aileyi zedeleyen her türlü suçtan insanları menetmiştir. Sadece zinadan değil yalan ve iftira gibi durumlardan da menetmiş ve bunları yasaklayarak büyük günahlardan saymıştır.
            Fuhuşun topluma ve insanlara verdiği aleni zararları görmek de müminlerin imanlarını artıran bir unsurdur. Kuran ayetlerinde kesin bir biçimde yasaklanan ve kınanan fuhuşu, hiçbir sınır tanımadan uygulayanların içine düştükleri durum müminler için bir ibret vesilesidir.


           
       ZİNA EDEREK GEÇİM SAĞLAMAK ŞEYTANIN TUZAĞINA DÜŞMEKTİR

            Dünya tarihi boyunca çok sayıda insan geçimini fuhuş yaparak sağlamayı tercih etmiş, böylece aşağılanmayı seçmiştir. Fuhuş tüm dünyada kolay para kazanma sektörü olarak gösterilmektedir. Böylece para kazanma ve lüks yaşam tutkusuyla çok sayıda kişi şerefsizliği tercih etmektedir. Şeytan insanları fakirlikle korkutur ve onlara çirkin işleri emreder. Allah Kuran'da insanları bu tehlikeye karşı şöyle uyarır:

            Şeytan, sizi FAKİRLİKLE KORKUTUYOR VE SİZE 'ÇİRKİN HAYASIZLIĞI' EMREDİYOR. Allah ise, size Kendisi'nden bağışlama ve bol ihsan (fazl) vadediyor. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir. (Bakara Suresi, 268)

            Ayette bildirildiği gibi mülkün sahibi olan Allah, şeytanın bu zayıf hilesini boşa çıkarır ve insanları sonsuz ihsanıyla müjdeler. Fakirlik korkusunu yenmek ancak Kuran'ın hükümleri doğrultusunda düşünmek ve hareket etmekle mümkün olur. Çünkü Kuran'a tam olarak uyulduğunda, Allah korkusu dışındaki tüm korkulara set çekilmiş olur.
            Fa­kir­lik­ten kork­mak şey­ta­nın oyun­la­rın­dan­dır. Her in­san, zor du­ru­ma düş­tü­ğü an­lar­da hiç bek­len­me­dik yer­ler­den ge­len yardım­lar­la sı­kın­tı­lar­dan kur­tul­du­ğu­na şa­hit ol­muş­tur. Böy­le bir du­rum­da asıl yar­dım edenin ara­cı­lar de­ğil, yal­nız­ca Al­lah ol­du­ğu unu­tul­ma­ma­lı­dır.          
            Samimi imana sahip kişi, mülkün tek sahibinin, kendisini rızıklandıranın Allah olduğunu bilir. Bu nedenle de fakirliği kendisi için bir korku haline getirmez. Onu yaratan, ona nimet ve bolluk veren Allah'ın fazlı geniştir ve dilediğine bu fazlından verir.
            Peygamber Efen­di­miz (S.A.V) şunları buyurmuştur:

            "Yaş­lan­dı­ğı­nız za­man rız­kı­nız­dan ümit­siz ol­ma­yın. Çün­kü şüp­he­siz in­sa­nı üze­rin­de hiç­bir el­bi­se ol­ma­dan an­ne­si do­ğu­rur, son­ra onu Al­lah rızıklandırır." (İbn-i Ma­ce)
  "Ey in­san­lar rız­kı­nı­zı gü­zel yol­lar­dan ara­yın. Kul için tak­dir edi­len­den faz­la­sı yok­tur. Kul dün­ya­dan göç­me­den ön­ce ken­di­si için tak­dir edi­len rız­kı alacak­tır." (Ha­kim)
            İnsan eğer kendisine Allah'ı vekil kılıp, mümin onuruyla yaşamaya niyet ederse Allah onu hiç ummadığı yerlerden rızıklandıracak, karşısına pek çok imkan çıkartıp, onu kendi rahmetiyle zengin edecektir. Ki böyle onurlu ve salih bir Müslümanın hem dünyada hem ahirette yaşayacağı hayat Allah'ın dilemesiyle nimetler içinde olacaktır. Kaldı ki Allah imtihan için kısıtlı imkanlar da verebilir. Böyle bir durumda kişi dünyanın kısalığını buna karşın ahiret yurdunun sonsuzluğunu düşünüp sabrederse Allah katından alacağı karşılık büyük olacaktır. İnananlar sonsuz bir zenginlik yurdu olan cennetle müjdelenmişlerdir.
            Fuhuşun sadece para karşılığında yapıldığını düşünmek yanlıştır. Küçük ya da büyük, uzun vadeli ya da kısa vadeli herhangi bir çıkar karşılığında yapıldığında da yine aynı anlama gelmektedir. Genelde insanlar, "para karşılığı beraber olmadıklarını" söyleyerek kendilerini rahatlatmaya çalışırlar ama bu aslında bir aldatmacadır. Çünkü Allah'ın koyduğu sınırlar aşıldıktan sonra hepsi aynı anlama gelir. Allah Kuran'da gayrimeşru her türlü cinsel ilişkinin haram olduğunu bildirmiştir. Bu nedenle fuhuşu kısıtlı örnekler içinde düşünmek de hata olur.
            Şunu hatırlatmakta fayda var: Bir insan dünyada olabilecek her türlü hatayı yapabilir, Kuran'da haram kılınan günahları işlemiş olabilir, hayatının büyük bir kısmını fuhuş yaparak gaflet içinde geçirmiş de olabilir, ancak doğru yola çağırıldığında Allah'a kesin bir tevbe ile tevbe edip bağışlanma dilerse inşallah Allah'ı tevbeleri kabul eden olarak bulacaktır. Yalnız şu nokta da göz ardı edilmemelidir; Allah'tan kabul etmesi umulan tevbe, ölüm anı gelip de yapacak başka bir şey kalmadığı için samimiyetsizce edilen tevbe değildir. 


                                   
                   ALLAH KURAN’DA ZİNAYI YASAKLAMIŞTIR

            Zinaya yaklaşmayın, gerçekten o, 'ÇİRKİN BİR HAYASIZLIK' VE KÖTÜ BİR YOLDUR. (İsra Suresi, 32)

            Ve onlar, Allah ile beraber başka bir İlah'a tapmazlar. Allah'ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmezler ve zina etmezler. Kim bunları yaparsa 'AĞIR BİR CEZA İLE' KARŞILAŞIR. KIYAMET GÜNÜ, AZAP ONA KAT KAT ARTIRILIR VE İÇİNDE AŞAĞILANMIŞ OLARAK TEMELLİ KALIR. (Furkan Suresi, 68-69)

            …Çirkin-kötülüklerin açığına ve gizli olanına yaklaşmayın… (En’am Suresi, 151)

            Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz. (Nahl Suresi, 90)

            Mü’minlere söyle: Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu, onlar için daha temizdir. Gerçekten Allah, yaptıklarından haberdardır. (Nur Suresi, 30)

            Ve onlar ırzlarını koruyanlardır; Ancak eşleri ya da sağ ellerinin sahip olduklarına karşı (tutumları) hariç; bu konuda kınanmış değillerdir. Fakat kim bundan ötesini ararsa, artık onlar sınırı çiğneyenlerdir. (Mü’minun Suresi, 5-7)

           
       ALLAH KURAN’DA IRZLARINI KORUYANLARA MÜJDE VERMEKTEDİR

            Şüphesiz, Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mü'min erkekler ve mü'min kadınlar, gönülden (Allah'a) itaat eden erkekler ve gönülden (Allah'a) itaat eden kadınlar, sadık olan erkekler ve sadık olan kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, saygıyla (Allah'tan) korkan erkekler ve saygıyla (Allah'tan) korkan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah'ı çokça zikreden erkekler ve (Allah'ı çokça) zikreden kadınlar; (işte) bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir ecir hazırlamıştır. (Ahzab Suresi, 35)

            Mü'minler gerçekten felah bulmuştur; Onlar namazlarında hûşû içinde olanlardır; Onlar, 'tümüyle boş' şeylerden yüz çevirenlerdir; Onlar, zekata ilişkin (söz ve görevlerini mutlaka) yerine getirenlerdir; Ve onlar ırzlarını koruyanlardır; Ancak eşleri ya da sağ ellerinin sahip olduklarına karşı (tutumları) hariç; bu konuda kınanmış değillerdir. Fakat kim bundan ötesini ararsa, artık onlar sınırı çiğneyenlerdir. (Yine) Onlar, emanetlerine ve ahidlerine riayet edenlerdir. Onlar, namazlarını da (titizlikle) koruyanlardır. İşte (yeryüzünün hakimiyetine ve ahiretin nimetlerine) varis olacak onlardır. Ki onlar Firdevs (cennetlerin)e de varis olacaklardır; içinde de ebedi olarak kalacaklardır. (Müminun Suresi, 1-11)



       PEYGAMBER EFEN­Dİ­MİZ (SAV)'İN ZİNA HAKKINDA SÖYLEDİKLERİ

Ey insanlar! Zinadan sakının. Çünkü zinanın üçü dünyada ve üçü de ahirette görülecek altı sonucu vardır. Yüzün güzelliğini ve nurunu gidermesi, fakirliği doğurması ve ömrü kısaltması dünyada görülecek sonuçlarıdır. Ahiretteki sonuçları ise; Allah’ın öfkesine düçar olmak, ahiretteki sorgu sualinin çetin olması, (helal görülmesi halinde) daimi cehennem azabına uğratmasıdır. (Kurtûbi)
Eğer zinanın uğratacağı azapla ilgili olarak benim bildiğimi sizler de bilseydiniz pek az güler, çok çok ağlardınız. (Buhari)
Zina edenlerin avretlerinin kokusu, bütün cehennem halkına eza verir. (Bezzar)
Zina edenin yüzü cehennemde ateşle yanar. (Taberani)
Sizin için en çok korktuğum şey, zinadır. (Taberani)
Zina etmeyin, kadınlarınızın cazibesi ve sevgisi gider, soğukluk başlar. (İ.Neccar)
Gençliğini zinadan koruyan (mümin) cennete girer. (Beyheki)
Aşkını gizleyip, namusunu koruyarak sabreden, cennete girer. (İbni Asakir)
Namusunuzu koruyun, zina etmeyin. Namusunu koruyana cennet vardır. (Hakim)
Zinaya devam eden, putperest gibidir. (Haraiti)
Her kim harama ve zina şehvetine düşkün olursa, şeytanın ortağıdır. (el-Hisal, 217/40)
Kötü kadınlar çoğalıp, zina toplum içinde yayılırsa, halk, daha önce görülmemiş bulaşıcı hastalıklara maruz kalır. (Beyheki)
Bir yerde, zina ve riba (faiz) çoğalırsa, o yerin halkı, belaya maruz kalır. (Hakim)
Zina yaygınlaşınca yeryüzünde zelzeleler meydana gelir. (et-Tehzib, 3/148/318)
Zina çoğalınca ani ölümler de çoğalır.” (el-Bihar, 79/27/31)
Yedi kat gök ve yer, zina eden ihtiyarlara devamlı lanet eder. (Bezzar)
Allah, Kıyamet günü üç sınıf insanla konuşmaz, onları temize çıkarmaz ve onların yüzüne bakmaz. Onlar için elem verici bir azap vardır:
1) Zina eden ihtiyar,
2) Yalancı hükümdar ve
3) Kibirlenen fakir’ buyurdu. (Müslim)
Zina fakirlik getirir. (Buhari)
Rızkı engelleyen günahlardan biri de zinadır. (a.g.e. s. 23/18)
Gözlerin zinası harama bakmak, kulakların zinası zinaya götürecek sözleri dinlemek, dilin zinası zinaya sebep olacak sözleri konuşmak, ellerin zinası namahremi tutmak, ayakların zinası günah olan yerlere gitmektir. (Buhari)
Allah’tan utanan, ölümü düşünmeden yatmaz, haram lokma yemez, zinadan kaçar, dilini, gözünü ve kulağını haramlardan sakındırır, öldükten sonra çürüyeceğini düşünür. (Taberani)
Asr-ı saadette Peygamberimiz (S.A.V.) ashabıyla beraber bulunuyordu. Bir genç çıkageldi ve çok saygısızca:
"Ya Resulullah! Ben felanca kadın ile arkadaş olmak istiyorum, onunla zina yapmak istiyorum." dedi.
Ashab-ı Kiram, bu durumdan çok öfkelendiler. İçlerinden gazaba gelerek genci dövmek ve huzuru Resulullah'dan çıkarmak isteyenler oldu. Bazıları bağırıştılar. Çünkü genç çok hayasız konuşmuştu. Sevgili Peygamberimiz (asm) "Bırakın o genci!.."buyurdu. Resulullah, genci yanına çağırdı, dizinin dibine oturttu. Gencin dizlerini kendi mübarek dizine değdirecek bir şekilde oturttu ve:
"Ey genç, birinin annenle bu kötü işi yapmasını ister misin? Bu çirkin hareket hoşuna gider mi?" diye sordu.
Genç hiddetle:
"Hayır Ya Resulullah!.." diye cevab verdi.
Resulullah:
"Öyle ise o çirkin işi yapacağın kimsenin evlatları da bundan hoşlanmazlar." Sonra: "Peki, bu çirkin işi senin kız kardeşinle yapmak isteseler, sever misin?" diye sorduklarında genç :
"Hayır, asla!" diyerek hiddetleniyordu.
"Şu halde insanlardan hiç kimse bu işi sevmez." buyurdu.
Sonra Hz. Peygamber mübarek elini bu gencin göğsüne koyarak şöyle dua etti:
"Allah'ım! Sen bu gencin kalbini temiz kıl. Namusu ve şerefini muhafaza eyle ve günahlarını da bağışla."
Genç, Resulullah'ın huzurundan ayrıldı. Bir daha günah işlemediği gibi böyle bir kötü düşünce aklından bile geçmeden yaşamış! (Müsned, V. 257)