Boş konuşma, içinde Allah'ın anılmadığı, Allah'ın rızasının
gözetilmediği, insanın ahiretine bir fayda sağlamayan konuşmalara denir. Hiçbir
faydası olmadığı ve ruha da sıkıntı verdiği halde cahiliye insanı, vaktinin
büyük bir kısmını boş konuşmalar ile geçirir. İnsanları biraraya geldiklerinde
boş konuşmalarla oyalamak, şeytanın en büyük hilelerinden biridir. Bu yöntemle
şeytan, insanları Allah'ı anmaktan alıkoymak, Allah'ın etrafta Kendi varlığının
delilleri olarak yarattığı sayısız ayet ve mucizeyi görmelerini, tefekkür
etmelerini, yaratılış amaçlarını düşünmelerini engellemek ve ahiret için
kullanmaları gereken değerli zamanlarını boşa harcatmak ister.
Şeytan
insanları, sosyal sınıflarına, kültür ve zeka seviyelerine göre, onlara nefs ve
hevalarına en çok hitap eden konuları telkin ederek, sürekli boş konuşmalara
sevk eder. Örneğin oldukça alt bir kültür seviyesine sahip olan insanlar
arasında daha çok, kendi terimleriyle, "maç muhabbeti",
"delikanlılık muhabbeti", "çocuk, yemek, ev muhabbeti"
adını verdikleri konular rağbet görür. İş dünyasını kapsayan diğer bir kesimde
de gerekli gereksiz her türlü ticari, ekonomik konu, borsa, faiz gibi konular
insanların günlük hayatlarının tamamını meşgul eder. Kendini aydın,
entelektüel, kültürlü olarak göstermek isteyen bir grup da kendi aralarında,
çeşitli siyasi ve sosyal konularda, bugüne kadar hiçbir somut faydası
görülmemiş tartışma ve konuşmalarla zamanlarını boşa harcarlar. Çok önemli
sorunları çözdüklerini sanırlar. Çoğu zaman televizyonlardaki açık oturumlarda
saatlerce, hiçbir zaman çözüme varamayacaklarını, bunların bir işe yaramadığını
bildikleri halde, sırf kendilerini göstermek, toplumu ve çevresini düşünen,
problem çözücü kişi imajı vermek çabasıyla tartışırlar. Üste çıkmaya, öne
geçmeye çalışarak çeşitli komplekslerini tatmin etmeye uğraşırlar. Kimi zaman
konu din olduğunda da, bazıları, bu boş ve amaçsız konuşma ortamını dine
saldırma, kin ve nefretlerini ortaya koymak için fırsat bilirler. Allah
ayetinde bu insanların tavırlarından şöyle bahseder:
İnsanlardan öyleleri vardır ki,
bilgisizce Allah'ın yolundan saptırmak ve onu bir eğlence konusu edinmek için
sözün 'boş ve amaçsız olanını' satın alırlar. İşte onlar için aşağılatıcı bir
azab vardır. (Lokman Suresi, 6)
Boş konuşma
nasıl inkarcıların belirleyici özelliğiyse, boş konuşmalara itibar etmemek,
bundan rahatsız olmak da müminlerin özelliğidir.
Ki onlar, yalan şahitlikte
bulunmayanlar, boş ve yararsız sözle karşılaştıkları zaman onurlu olarak
geçenlerdir. (Furkan Suresi, 72)
'Boş ve yararsız olan sözü'
işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve: "Bizim yapıp-ettiklerimiz
bizim, sizin yapıp-ettikleriniz sizindir; size selam olsun, biz cahilleri
benimsemeyiz" derler. (Kasas Suresi, 55)
Şeytan, her
türlü sapkın konuda olduğu gibi, bu Kuran dışı cahiliye alışkanlığını da meşru
kılıflar altında müminlerin yaşamına sokmak için çalışacak, müminlerin boş
bulundukları anı kollayacaktır. Bu yüzden mümin her zaman uyanık olmalı, bu tür
ortamlarla karşılaştığında kendini kaptırmadığı gibi, derhal müdahale ederek
Allah'ın anıldığı bir ortam sağlamalıdır. Mümin, inkarcıların, cahillik,
akılsızlık, boş konuşma gibi, küçük ve basit olmanın göstergesi olan
alışkanlıklarını ve ahlak özelliklerini hiçbir zaman kendine yakıştırmamalıdır.
Cennette,
müminin ruhunu sıkan her türlü azap gibi, boş konuşmanın da olmaması çok büyük
bir nimettir:
Adn cennetleri (onlarındır) ki,
Rahman (olan Allah, onu) kendi kullarına gaybtan vadetmiştir. Şüphesiz O'nun
vaadi yerine gelecektir. Onda 'boş bir söz' işitmezler; sadece selam(ı
işitirler). Sabah akşam, onların rızıkları orda (bulunmakta)dır. (Meryem
Suresi, 61-62)
Müslüman,
Allah rızası için, karşıdaki kişiye fayda verecekse konuşur. Konuşmalarında
kendini ön plana çıkarma gibi bir iddiası yoktur. Yüce Allah müminleri, yaşadıkları
hak din ahlakını başkalarına anlatmakla sorumlu kılmıştır. Bu nedenle insanlara
Allah’ın varlığını, birliğini ve yüceliğini anlatarak, onları Kuran ahlakına
çağırmakla görevli olan müminler için konuşmak hem büyük bir nimet hem de
önemli bir ibadettir. Bu doğrultuda müminler, Allah’ı zikreder, insanlara sözün
en güzelini söyler, onlara din ahlakını tebliğ eder, iyiliği emreder kötülükten
men ederler.
Peygamber
Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurmuştur:
"Allah'a
ve ahiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah'a ve ahiret
gününe iman eden kimse akrabasına iyilik etsin. Allah'a ve ahiret gününe iman
eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!" (Buhari, Müslim, Ebu
Davud, Tirmizi, İbn-i Mace)