14 Ocak 2014 Salı

İSLAM BİRLİĞİ'NİN ÖNEMİ


*** İÇİNDEKİLER ***
-KURAN'DA BİRLİK OLMANIN ÖNEMİ
-İSLAM BİRLİĞİ NASIL BİR BİRLİKTİR?
-İSLAM BİRLİĞİ DÜNYAYA NELER KAZANDIRACAKTIR?
-BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ TEK ÇÖZÜMÜN İSLAM BİRLİĞİ OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİR
-NECMETTİN ERBAKAN TEK ÇÖZÜMÜN İSLAM BİRLİĞİ OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİR
-MUHSİN YAZICIOĞLU BÜYÜK BİRLİK PARTİSİNİN KURULMASININ TEMEL AMACININ İSLAM BİRLİĞİ OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİR
-ATATÜRK İSLAM BİRLİĞİ'NİN KURULMASINI VASİYET ETMİŞTİR
-İSLAM BİRLİĞİ'NİN KURULMASI İÇİN HZ. MEHDİ'NİN ARANIP BULUNMASI GEREKİR
-İSLAM BİRLİĞİ EN BÜYÜK FARZDIR
-İSLAM BİRLİĞİ'NİN KURULMASINA DESTEK VERMEK İÇİN
KURAN'DA BİRLİK OLMANIN ÖNEMİ
Bediüzzaman Said Nursi, Necmettin Erbakan, Muhsin Yazıcıoğlu ve Atatürk dünyadaki teröre karşı çözümün İslam Birliği olduğunu söylemiştir. Atatürk İslam Birliği'nin kurulmasını Türk milletine vasiyet etmiştir. Bediüzzaman Said Nursi İslam Birliği'nin en büyük farz olduğunu bildirmiştir. Muhsin Yazıcıoğlu Büyük Birlik Partisi'nin kurulmasının temel amacının İslam Birliği olduğunu söylemiştir. Müslümanlar yıllardır acımasızca şehit ediliyor, yurtlarından sürülüyor, çocuklar anasız babasız, ana babalar çocuksuz kalıyor… Bütün bunlar olurken bu zulmün son bulması için alınması gereken tek çözüm bir an önce ve hemen Müslümanların tek bir çatı altında birleşmesi, birlik ve kardeş olmasıdır. Müslüman aleminin en acil ihtiyacı şu an budur. Tüm bu sıkıntıları ortadan kaldıracak çözüm olan İslam Birliği’ne çok acil olarak ihtiyaç vardır. Unutulmamalıdır ki, yeryüzündeki karışıklıkların, fitnelerin, belaların en büyük sebebini Müslümanların birlik olmaması oluşturmaktadır. Müslümanların birlik olmama durumunda dünyanın fitne ile dolacağını Allah bir ayetinde şöyle haber vermektedir:
İnkâr edenler birbirlerinin velileridir. EĞER SİZ BUNU YAPMAZSANIZ (BİRBİRİNİZE YARDIM ETMEZ VE DOST OLMAZSANIZ) YERYÜZÜNDE BİR FİTNE VE BÜYÜK BİR BOZGUNCULUK (FESAT) OLUR. (Enfal Suresi, 73)
Allah başka bir ayetinde birlik olmayı şöyle emreder:
Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. DAĞILIP AYRILMAYIN… (Al-i İmran Suresi, 103)
Allah müminlerin birbirlerini dost ve veli edinmeleri durumunda inkarcılara karşı sürdürdükleri mücadelede mutlaka galip geleceklerini şöyle bildirmektedir:
Kim Allah'ı, Resûlü’nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar Allah'ın taraftarlarıdır. (Maide Suresi, 56)
Bu ayetten ve Kuran’ın daha pek çok ayetinden anlaşılmaktadır ki, müminler birbirlerini sevip dost edinirlerse, birbirlerine destek olurlarsa inkarcıların inananlara uyguladıkları kötülüklere kesin olarak son verecek ve Allah’ın emrettiği güzel ahlakı yeryüzünde yerleşik kılacaklardır.
İSLAM BİRLİĞİ NASIL BİR BİRLİKTİR?
İslam Birliği, ülkelerin ayrı olup bağımsızlıklarını muhafaza etmesiyle birlikte bütün İslam aleminin manevi birlik olmasıdır. İslam Birliği, bir sevgi birliğidir, muhabbet birliğidir, gönül birliğidir. Bu birliğin temeli sevgi, fedakarlık, yardımseverlik, merhamet, hoşgörü, anlayış ve uzlaşıdır. Türkiye bu birlikte bir ağabey, bir öncü, bir hadim rolü üstlenecektir. İslam'a göre hiçbir ırk bir diğerinden üstün olamayacağından, bu birlikte "ırk üstünlüğü" diye bir kavram olmayacaktır. Türkiye'de yaşayan ve "Türk" olan her vatandaşımız –Kürt, Çerkez, Zaza, Laz, Boşnak, Gürcü, Arap vs.– bu birliğin içinde olacağı gibi, dünyadaki tüm Müslüman ülke ve topluluklar da bu birliğin içinde olacaktır.
İslam Birliği kurulduğunda sınırlar yalnızca sembolik olarak varlığını sürdürecektir. İslam Birliği çatısı altında birleşmiş ülkeler arasında seyahat vize veya pasaportla değil, yalnızca kimlikle gerçekleşecektir. Devletler ve politik idareler olduğu gibi kalacak, fakat sınırlar sevgiye ve dostluğa açılan kapılar olacaktır.
Gerçek dostluk ve ittifak ancak samimi iman ile kurulur. Temeli dünya üzerindeki en sağlam kaynağa, Allah sevgisine ve Allah korkusuna dayalı olan bu birliğin bozulması, dağılıp yıkılması Allah'ın dilemesi dışında hiçbir şekilde mümkün olmayacaktır.
İSLAM BİRLİĞİ DÜNYAYA NELER KAZANDIRACAKTIR?
İslam Birliği dünyaya barış getirecek, dünyadaki teröre kesin olarak son verecek ve dünyaya muazzam bolluk ve bereket getirecektir. İslam Birliği kurulduğunda hiç kimse acı çekmeyecek, öldürülmeyecek, fakir olmayacak, korku yaşamayacaktır. Hukukta adalette sorun kalmayacak, fail-i meçhul olaylar olmayacaktır. Üretimsizlik ve cahillik olmayacaktır.
BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ TEK ÇÖZÜMÜN İSLAM BİRLİĞİ OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİR
Azametli, bahtsız bir kıtanın (Asya kıtasının); şanlı, talihsiz bir devletin (Türk devletinin); değerli, sahipsiz bir kavmin (Türk kavminin) reçetesi, İTTİHAD-I İSLÂMDIR (İSLAM BİRLİĞİDİR). (Mektubat, s. 452 - Hakikat Çekirdekleri)
…(Komünizmin yenilmesinin) ÇARE-İ YEGANESİ, İTTİHAD-I İSLAM CEREYANINI KENDİNE NOKTA-İ İSTİNAD (dayanak noktası) YAPMAKTIR. ÇÜNKÜ KOMÜNİSTLİK, MASONLUK, ZINDIKLIK, DİNSİZLİK, DOĞRUDAN DOĞRUYA ANARŞİSTLİĞİ İNTAÇ EDİYOR (doğuruyor). VE BU DEHŞETLİ TAHRİP EDİCİLERE KARŞI ANCAK VE ANCAK HAKİKAT-I KUR’ANİYE ETRAFINDA İTTİHAD-I İSLAM DAYANABİLİR. Ve beşeri bu tehlikeden kurtarmaya vesile olduğu gibi, bu vatanı istilayı ecanipten (vatanımızın yabancılar tarafından işgal edilmesinden) ve bu milleti anarşilikten (komünizmden) kurtaracak yalnız odur. (Emirdağ Lahikası, s. 271)
Bediüzzaman hazretleri İslam Birliği'nin İslam'ı dünyaya hakim edeceğini şöyle söylemiştir:
...İnşaallahü Teala, Birleşik İslam devletleri de meydana gelecek ve İslamiyet dünyaya hakim ve hükümran olacaktır. Rahmet-i İlahiden kuvvetle ümit ve niyaz ediyoruz. (Sözler, s. 722)
NECMETTİN ERBAKAN TEK ÇÖZÜMÜN İSLAM BİRLİĞİ OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİR
Erbakan İslam Birliği’nin kurulması için şunları söylemişti:
“İlmi tespitler ve tarihi gerçekler, insanlığın kurtuluşu için tek çarenin İslam dini olduğunu gösteriyor. Tek millet olan ırkçı emperyalizme karşı, İSLAM ÜMMETİ BİRLİK OLMALIDIR.”
“Lafla olmaz, İslam Birliği’ni, İslam BM’sini, İslam Nato’sunu kuracağız, yeni bir dünya kuracağız.”
“Fakir-fukarayı düşünmek bir Müslüman olarak vazifemizdir... Bunu temin etmek için de, Adil Düzen gerekir. O itibarla, bir yandan tek bir ümmet olduğumuzu dikkate alarak, İSLAM BİRLİĞİ’Nİ BİR AN EVVEL KURMAMIZ GEREKTİĞİNİ idrak etmemiz lazım.”
“MÜSLÜMAN TOPLUMLARIN BATILI TOPLUMLAR KARŞISINDA ÖZGÜR, EŞİT VE BAĞIMSIZ OLABİLMELERİ, YERALTI VE YERÜSTÜ SERVETLERİNİ SÖMÜRÜDEN KORUYUP REFAH VE KALKINMALARINI GERÇEKLEŞTİRMELERİ ANCAK İSLAM BİRLİĞİ İLE MÜMKÜNDÜR.”
24 Nisan 2009 tarihinde Milli gazetede yer alan bir haber şöyledir:
Erbakan, Ahmedinejad görüşmesinde dünyada yaşanan son gelişmeleri de anlattı. Milli görüş kaynaklarına göre, Müslümanların tüm bu planlara karşı hareketsiz kalmasını da eleştiren Erbakan, “Peki bütün bunlar karşısında biz Müslümanlar ne yapıyoruz? İslam Konferansı’nı topluyoruz “nihai bildiri” yayınlıyoruz. Amerika bir an önce Irak’tan çıksın diyoruz. Onlar da bu nihai bildiriler karşısında televizyonlarının başında kahvelerini içerken bize gülüyor. NİHAİ BİLDİRİLERLE BU İŞLER OLMAZ. GERÇEK İSLAM BİRLİĞİNİ KURMAK İNSANLIĞIN TEK KURTULUŞ REÇETESİDİR” dedi.
Erbakan’ın bu sözlerine karşılık Ahmedinejad da, D-8’lerin güçlendirilmesi için çalışacağı sözü verdi. Ahmedinejad Erbakan’a, “Bu yolda birlikteyiz” dedi.
Necmettin Erbakan’ın 1993 yılında Yıldız sarayında yaptığı konuşması onun İslam Birliği’nin kurulması için ne kadar çaba sarf ettiğinin örneklerinden biridir:
“Gayemiz İslam Birliği’ni kurmaktır, niçin? Karşımızdaki şer güçler, yeryüzünü fesada uğratmak için hep beraber hareket ediyorlar. Onların eline geçirdikleri bu maddi gücü durdurmak insanlığı bu felaketten kurtarmak, Müslüman ülkelerin her birinin tek başına başarabileceği bir iş olmaktan çıkmıştır. Bütün insanlığı bu felaketten kurtarmak için kuvveti değil, hakkı üstün tutan yeni bir gücün orta yere çıkması mecburiyeti vardır. Bu güç ancak İslam Birliği ile ulaşılabilecek bir güçtür. Bundan dolayıdır ki biz altı milyar insanın saadetini istediğimiz için bu saadet de ancak İslam Birliği ile gerçekleşeceği için bu İslam Birliği nasıl kurulacak, konusunu çalışmalarımızın ana hedefi olarak almış bulunmaktayız. İşte biz bütün insanlığın saadeti için İslam Birliği’ni istiyoruz. İslam Birliği’nin kurulması da bugünkü Müslüman ülke yönetimleriyle olamayacağına göre Müslüman ülkelerde, Müslüman şuurlu toplulukların hakim olmasını istiyoruz. Onun içinde bu Müslüman topluluklarını güçlendirmek istiyoruz. Nihai gayemiz bütün insanlığa hizmettir.”
MUHSİN YAZICIOĞLU BÜYÜK BİRLİK PARTİSİNİN KURULMASININ TEMEL AMACININ İSLAM BİRLİĞİ OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİR
Muhsin Yazıcıoğlu kurduğu ve başkanı olduğu Büyük Birlik Partisi’nin temel amacının İslam Birliği’ni kurmak olduğunu şu sözleriyle açıkça belirtmişti:
Can kardeşlerim, annelerim, bacılarım. Büyük Birlik Partisi Türkmeniyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Alevisi ve Sünnisiyle milletimizi tasada, kıvançta bir yapacak, birlik yapacak, büyük birlik yapacak bir davanın adıdır.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun hedefi Türkiye’nin önderliğinde İslam Birliği’nin kurulmasıydı. Muhsin Yazıcıoğlu İslam Birliği’nin kurulmasına olan özlemini yaptığı konuşmalarında açıkça dile getirmiş ve şunları söylemiştir:
Ne Avrupa medeniyeti ne başka bir medeniyet bizi mutlu etmez. Bizi mutlu edecek şey Türk-İslam medeniyetidir. Yeniden Türk-İslam değerleri etrafında kenetlenerek, kendi kültürümüzün ve değerlerimizin istikametinde bir medeniyet inşasını başarabilirsek o zaman dünyanın güç merkezi olacağız. Bunun için de önce Anadolu diyoruz, önce Türkiye diyoruz.
Muhsin Yazıcıoğlu İslam Birliği’nin kurulmasını çok istiyordu. Muhsin Yazıcıoğlu halka yapmış olduğu konuşmada şunları söylemiştir:
Efendimiz buyurmuyor mu: Ayrılıkta azap, birlikte hayır var. İşte bizde birlik olalım dedik. Kimin birliği. Benim partimdekilerin birliği değil. Olsa ne yazar. Ülkücülerin birliği değil. Olsa yetmez. Ben Doğulusu, Batılısı, Kürdü, Türkmeni, Alevisi, Sünnisi bu mübarek toprakta ezan sesiyle ve al bayrağın altında bir olsun istiyorum. Beraber mutlu olalım diyorum. Birlikte mutlu olalım diyorum. Türk dünyasıyla birleşsek diyorum. İslam coğrafyasıyla beraber olsak diyorum. Benim hayalim Türk-İslam Medeniyeti, Türk-İslam Birliği olsun dedim.
Sayın Yazıcıoğlu 9 Eylül 2006 tarihli konuşmasında davası olan İslam Birliği için şöyle söylemiştir:
Her saniyem, her dakikam, her anım, her şeyiyle o yüce davaya helal olsun diyorum.
ATATÜRK İSLAM BİRLİĞİ'NİN KURULMASINI VASİYET ETMİŞTİR
Mustafa Kemal Atatürk Müslüman devletlere ve İslam Birliği’nin kurulmasına çok önem vermiş ve bu birliğin kurulması için önemli girişimlerde bulunmuştur. İslam Birliği Atatürk’ün ısrarla üzerinde durduğu bir konuydu. Bunu her fırsatta dile getiriyordu. İslam Birliği Atatürk’ün büyük bir ülküsüydü. Bütün İslam ve Türklük aleminin birleşmesi Atatürk’ün vasiyetidir. Atatürk İslam Birliği’nin kurulmasını şu sözleriyle Türk milletine vasiyet etmiştir:
TÜRK BİRLİĞİ’NİN BİR GÜN HAKİKAT OLACAĞINA İNANCIM VARDIR. Ben görmesem bile gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. TÜRK BİRLİĞİ’NE İNANIYORUM. ONU GÖRÜYORUM. Yarının tarihi yeni fasıllarını Türk Birliği ile açacak. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. TÜRKLÜĞÜN VARLIĞI BU KÖHNE ALEME YENİ UFUKLAR AÇACAK. Güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek. (Atatürk’ün Sofrası, İsmet Bozdağ, Kervan Yayınları, 1975, s.138-143)
Mustafa Kemal Atatürk İslam Birliği’nin gerçekleşmesinden duyacağı mutluluğu şu sözleriyle aktarmış, bu birlikteliğin üyelerinin toprak bütünlüğünü ve bağımsızlıklarını korumasının önemine dikkat çekmiştir.
BÜTÜN İSLAM ALEMİNİN MANEN OLDUĞU KADAR MADDETEN DE BİRLİK İÇİNDE VE MÜTTEFİK HALE GELMESİNDEN SADECE SEVİNÇ DUYARIZ. Bunun için de bizim kendi hudutlarımız içerisinde bağımsız olduğumuz gibi, Suriyeliler ve Iraklılar da milli hakimiyete dayalı bağımsız bir güç olarak ortaya çıkabilmelidirler. (Mustafa Kemal, 24 Nisan 1920, 4. (gizli) oturum)
İslam Birliği’nin bir gün muhakkak hakikat olacağına inanan Atatürk, bunun için dil, inanç ve tarih vasıtasıyla manevi köprüleri sağlam tutarak hazırlık yapmak gerektiğini 29 Ekim 1933 yılında belirtmiştir:
Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim dostumuzun idaresinde DİLİ BİR, İNANCI BİR, ÖZÜ BİR KARDEŞLERİMİZ VARDIR. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. HAZIR OLMAK YALNIZ O GÜNÜ SUSUP BEKLEMEK DEĞİLDİR. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevi köprüleri sağlam tutarak. Dil bir köprüdür… İnanç bir köprüdür… Tarih bir köprüdür… Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimiz içinde bütünleşmeliyiz. Onların (soydaş Türk kardeşlerimizin) bize yaklaşmasını beklememeliyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gereklidir.
Atatürk’ün belirttiği gibi İslam ülkelerinin bize yaklaşmasını beklememeli, bizim onlara yaklaşıp birlik olmamız gerekmektedir. Mustafa Kemal 9 Ekim 1919’da Halep ve Şam’da Suriye halkına hitaben yayınladığı beyannamesinde de İslam aleminin kurtuluşu için tek çözümün İslam Birliği’nin kurulması olduğuna işaret etmiştir:
“…MAKSATLARININ ÜLKEYİ VE İSLAM’I YOK OLMAKTAN KURTARMAK OLDUĞUNU; ALLAH’IN YARDIMI İLE İNANANLARIN DÜŞMANA KARŞI SAVAŞMAYA KARAR VERDİKLERİNİ; Konya ve Bursa’dan düşmanın atıldığını ve hakka güvenen mücahitlerin yakında Arap kardeşlerinin ziyaretine geleceklerini, düşmanı defedeceklerini ve artık DİNDE KARDEŞ OLARAK YAŞAMAK GEREKTİĞİNİ ifade etmiştir. (F.O: 371/4233/156717. 16 November 1919., İslam Birliği ve Mustafa Kemal, Prof. Dr. Metin Hülagü, Timaş Yayınları, İstanbul, 2008, s.69-70)
Suudi Arabistan Kralı’nın oğlu Emir Faysa ve Mustafa Kemal tarafından imzalanan Türk ve Arap hükümetleri arasındaki gizli antlaşmadaki bazı maddelerde Atatürk, İslam alemindeki bölünmeyi yok etmeyi yani İslam Birliği’ni istediğini açıkça belirtmiştir:
Madde 1: Anlaşmaya iştirak eden taraflar, Türk milleti ve asil Arap Milleti, ŞU ANDA İSLAM DÜNYASINDAKİ BÖLÜNMÜŞLÜĞÜ ESEFLE TESPİT EDER, BU BÖLÜNMÜŞLÜĞÜ YOK ETMEYİ KENDİLERİNE KUTSİ BİR VAZİFE ADDEDERLER, birbirine dini, ahlaki ve içtimai açıdan bağlanmış iki milletin işbirliği içinde bulunmasını temin ederler. İki millet karşılıklı olarak yardımda bulunmalı, dini ve toprağı, birleşik kuvvetlerle müdafaa etmelidir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözleri onun Müslüman devletlere ve İslam Birliği’nin kurulmasına çok önem verdiğinin ve bu birliğin kurulması için önemli girişimlerde bulunduğunun açık bir göstergesidir. Unutmamak gerekir ki, Atatürk'ün asıl isteği, bizim, Onun "fikirlerini, duygularını anlamamız ve hissetmemiz"dir. O zaman herkes bir Mustafa Kemal olacak ve Atamızın ülküsü tam anlamı ile gerçekleştirilecektir. Atatürk konuyla ilgili şöyle söylemiştir:
Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kafidir (yeterlidir). (Cemal Kutay, Ne Buldu, Ne Bıraktı, Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı, İzmir, Tarihsiz, s. 175)
İSLAM BİRLİĞİ'NİN KURULMASI İÇİN HZ. MEHDİ'NİN ARANIP BULUNMASI GEREKİR
İslam Birliği kendi kendine bağımsız olarak insanların bir yerde gelip toplanmasıyla kurulacak bir birlik değildir. İslam Birliği sevginin insanlar arasında yayılmasıyla kurulacaktır. Bu sevgiyi öğretecek bir kişiye ihtiyaç vardır ve o kişi Hz. Mehdi'dir. Hz. Mehdi Peygamberimizin kıyametin büyük alametlerinden biri olarak bildirdiği ve dünyaya adalet getirecek kişi olarak tanımlanmaktadır. Hz. Mehdi şu an hayattadır. Hz. Mehdi sevginin insanlar arasında yayılması yönünde göstereceği gayretle Allah'ın izniyle İslam Birliği'ni kuracaktır. Bediüzzaman hazretleri Hz. Mehdi'nin görevlerinden birisinin İslam Birliği'ni kurmak olduğunu şöyle bildirmiştir:
O ZAT BÜTÜN EHL-İ İMANIN (iman edenlerin) MANEVİ YARDIMLARIYLA ve İTTİHAD-I İSLAM'IN MUAVENETİYLE (İslam birliğinin yardımlaşmasıyla) ve BÜTÜN ULEMA VE EVLİYANIN (alimlerin ve velilerin) ve bilhassa AL-İ BEYT'İN NESLİNDEN (Peygamberimiz (sav)'in soyundan) HER ASIRDA KUVVETLİ VE KESRETLİ (çok sayıda) BULUNAN MİLYONLAR FEDAKAR SEYYİDLERİN İLTİHAKLARIYLA (Peygamber soyundan gelen fedakar kimselerin katılımlarıyla O VAZİFE-İ UZMAYI (büyük görevi) YAPMAYA ÇALIŞIR. (Emirdağ Lahikası, s. 260)
Hz. Mehdi çıktığında bütün insanların onun manevi liderliği altında birleşecekleri hadislerde şöyle bildirilmektedir:
Malik bin Zamra der ki: Emirülmüminin Ali aleyhisselam bana şöyle buyurdu:
... Hayrın çoğu o zamandadır ey Malik! O ZAMANDA KÂİM'İMİZ (HZ. MEHDİ (A.S.)) KIYAM EDECEK, ... SONRA ALLAH HERKESİ ONUN ETRAFINDA TOPLAYACAK." (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 242)
İman edenlerin Efendisi (sav) der ki: "... ALLAH SİZİN İÇİN, SİZİ BİRLEŞTİRECEK VE SİZİ DAĞINIKKEN BİRARAYA GETİRECEK BİRİNİ (HZ. MEHDİ (A.S.)’Yİ) ÇIKARANA DEK... Beklerseniz, ödüllendirileceksiniz ve sizin haksızlığa uğratılmanızın intikamını alacak (Darwinizm’e, materyalizme ve ateizme ilmi zeminde gereken cevabı verecek) olanın ve haklarınızın kurtarıcısı olanın, o (Hz. Mehdi (a.s.)) olduğunu kesinlikle anlayacaksınız..." (Kitab-ül Gaybet, [Bihar-ul Envar, c. 51], Ansariyan Yayıncılık, Derleyen: Muhammed Bakır el-Meclisi, İran-Kum, 2003, s. 182)
O yılda KIRMIZI BAYRAĞIN VE SONRA YEŞİL BAYRAĞIN SAHİBİ OLAN OĞLUM’UN (HZ. MEHDİ (A.S.)’NİN) gaybeti ilan olunacaktır. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 170)
... İbrahim bin Übeydullah bin Alâ babasının şöyle dediğini nakleder. İmam Caferi Sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: Emirülmüminin aleyhisselam (Hz. Ali) kendisinden sonra Kaim'in kıyamına kadar gerçekleşecek olan olaylardan bahsetti. ...VE KÖŞE BUCAKTA BENİM OĞLUMA (HZ. MEHDİ'YE) YARDIM EDECEK OLAN DAĞINIK TÜRK BAYRAKLARI ZUHUR EDECEK. (Gaybeti numani, s. 323)
Hz. Mehdi olmadan kim ne yaparsa yapsın İslam Birliği kurulamaz. Hz. Mehdi Kuran ahlakının göz ardı edildiği bir dönemde, insanların yeniden din ahlakına yönelmesine vesile olacak, İslam Birliği'ni kuracak ve bu büyük görevlerinde kendisine destekçi olan pek çok salih insan bulunacaktır. Hz. Mehdi hiçbir mezhebe ve tarikata bağlı olmayacak ve müslümanların lideri olacaktır. O nedenle İslam dünyasının birlik olmasını sağlayacak kişi Hz. Mehdi'dir. İslam dünyasının Hz. Mehdi'yi arayıp bulması gerekmektedir. Yapmamız gereken Hz. Mehdi'nin bulunması ve Hz. Mehdi'nin İslam Birliği'ni kurması için devamlı dua ve gayret etmektir.

İSLAM BİRLİĞİ EN BÜYÜK FARZDIR
Bediüzzaman Said Nursi İslam Birliği’nin en büyük farz olduğunu şöyle bildirmiştir:
BU ZAMANIN EN BÜYÜK FARZ VAZÎFESİ (GÖREVİ), İTTİHAD-I İSLÂMDIR (İSLAM BİRLİĞİDİR). (Hutbe-i Şamiye, Sâdâ-yı Hakikat, s. 94)
Bütün Müslümanların bir araya gelmesi ve huzur içinde yaşamasıyla Allah'a karşı en büyük farz görevi yerine getirilmiş olacaktır. Dünyadaki teröre karşı kesin çözüm İslam Birliği olduğuna göre, bunu yerine getirmekte elbetteki en önemli görevdir. Bitmek bilmeyen bir kararlılıkla, azimle, dirayetle, sabırla, cesaretle ve zorluklar karşısında asla yılgınlık göstermeden İslam Birliği’nin kurulması için çaba göstermeliyiz. Vaktimizi, enerjimizi ve tüm imkanlarımızı İslam Birliği’nin bir an önce kurulması yolunda harcamalıyız. Hepimiz dünyanın dört bir yanında esaret altında yaşayan milyonlarca mazlum insanın, zulüm gören, işkenceye uğrayan, evlerinden sürülen, yokluk içinde yaşamak zorunda bırakılan kardeşlerimizin sorumluluğunu üzerimizde hissetmeli ve onların huzur ve güvenliğe kavuşmaları için İslam dünyasının bir an önce birleşmesini istemeliyiz. İslam Birliği'ni isteyenler “Ya Rabbi, İslam Birliği'ni bir an önce meydana getir”, “İslam Birliği'ni hemen oluştur” diye Allah’a dua etmelidirler. Allah müminlerin dualarına icabet edendir. Israrla bu duayı yapan, bu duaya ilişkin faaliyetlerde bulunan müminler hiç kuşkusuz büyük bir sevap işlemiş olacaklardır. İçinde bulunduğumuz devir, gaflete kapılmaya, sessiz kalmaya, umursuz davranmaya, dünya hayatının kısa yararının peşine düşmeye, nefsani tartışma ve çekişmelerle vakit öldürmeye uygun bir devir değildir. Çok sayıda Müslüman bu kadar büyük bir zulüm altındayken İslam Birliği için bir çaba içerisinde olmamak, çok büyük bir vicdansızlık olur. İslam Birliği'nin kurulmasının zor veya imkansız olduğunu düşünerek bu konuda gayret etmemek büyük hatadır. Allah Kuran'da birlik olmanın mümkün olabileceğini bildiriyorsa demek ki bunun sağlanması da mümkündür. Yeter ki bu konuda gayret edilsin. Müslümanların birleşmesi için gayret etmeyen herkes şahit olduğu acılardan, zulüm ve haksızlıklardan, savaşlardan sorumlu olacaktır. Her birimiz İslam Birliği’nin kurulmasından eşit olarak sorumluyuz. İslam Birliği kurulmadığında Allah Müslümanlara da dünyaya da huzur vermez. Bu yüzden, “Büyük güçler bizi eziyorlar”, “Amerika şöyle, İsrail böyle” diye uzun uzun konuşmalar yapmadan önce “Biz nasılız?” sorusunu samimi olarak sormalı ve cevaplamalıyız. Unutmayalım ki Kuran’da Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in ümmetinden tek bir şikayeti var:

Ve elçi dedi ki: "Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur'an'ı terk edilmiş (bir Kitap) olarak bıraktılar." (Furkan Suresi, 30)

AŞAĞIDAKİ ADRESTE YER ALAN VİDEOLARDA CÜBBELİ AHMET HOCA İSLAM BİRLİĞİ'NİN KURULMASI GEREKTİĞİNİ ANLATIYOR
https://www.youtube.com/watch?v=CRCpp46JW7M
https://www.youtube.com/watch?v=yir5jgdcVjk
AŞAĞIDAKİ ADRESLERDE YER ALAN VİDEODA NECMETTİN ERBAKAN İSLAM BİRLİĞİ'NİN KURULMASI GEREKTİĞİNİ ANLATIYOR
http://www.a9.com.tr/…/Necmettin-Erbakan-terorun-cozumunu-T…
https://www.youtube.com/watch?v=UgosXmQuQQU
AŞAĞIDAKİ ADRESTE YER ALAN VİDEODA RECEP TAYYİP ERDOĞAN İSLAM BİRLİĞİ'NİN KURULMASI GEREKTİĞİNİ ANLATIYOR
https://www.youtube.com/watch?v=_qID0_GwvTY
AŞAĞIDAKİ VİDEODA İSLAM BİRLİĞİ DUASI YAPILIYOR. SİZDE DUA EDİN.
https://www.youtube.com/watch?v=oHy7L5tRTeY

İSLAM BİRLİĞİ'NİN KURULMASINA DESTEK VERMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ ANLATILANLARI YAPINIZ
Herkese İslam Birliği'nin nasıl bir birlik olacağını,
İslam Birliği kurulduğunda nasıl bir dünya olacağını,
İslam Birliği'nin kurulması gerektiğini kimlerin söylediğini,
Birlik olmanın farz olduğunu,
İslam Birliği'ni sadece Hz. Mehdi'nin kurabileceğini,
Hz. Mehdi'nin mutlaka aranıp bulunması için gayret edilmesini,
İslam Birliği için hergün samimi olarak dua edilmesini,
İslam aleminin birleşmesi için önemli makam ya da makamlara yazı gönderilmesinin önemli olduğunu anlatıp herkese bunları yerine getirmesi için teşvik edin.